19 Şubat 2009 Perşembe

Sami Yen'de de zor

"Avrupa arenasında eski günlerini arayan Galatasaray, Bordeaux deplasmanından avantajlı bir skorla döndü. Ali Sami Yen'de bu iş biter" şeklinde başlayan bir yazıya başlamak isterdim ama kendimin inanmadığı birşeyi elim yazmaya gitmiyor. En iyisi üstteki cümleyi iki parçaya ayırarak anlatayım:

1. "Avrupa arenasında eski günlerini arayan G.Saray": "Her sene eski günlerini arayan Galatasaray" şeklinde değiştirerek başlayalım. 9 senedir aynı cümleyle giriş yapılır G.Saray'ın Avrupa maçları haberlerine. Ama eski günler hiç gelmez. -İnşallah bu sene gelir o ayrı- Ama geçmişe bakarak yaşanmaz. Sadece ders alınır.

2. "Bordeaux deplasmanından avantajlı bir skorla döndü": Bu cümle aslında izafi bir düşünce. Mağlubiyetle başlamaktan daha iyidir elbette. Ancak Fransa'da oynanan bu futbol rövanş için hiç de ümit vermiyor. Yarım Kewell dışında tam kadro olan bir G.Saray'dan beklenen daha fazlasıydı. En azından oyun anlamında.

Galatasaray'ın bu sezon, 2000 yılındaki kadrosundan bile daha kaliteli (Bana göre) bir kadrosu var. -Hagi dışında. O'nun yeri asla tam olarak dolmaz- G.Saray, kağıt üzerinde Bordeaux'a kıyasla daha kaliteli bir ekip görüntüsü çiziyor. Ancak iş sahaya gelince işler değişiyor. Fizik gücünü iyi kullanan bir ekip karşısında teknik oyuncular da her zaman istediğini yapamıyor. Bu maçta Hertha Berlin maçında olduğu gibi yine patlama yapması beklenen Lincoln bekleneni veremese de yine elinden geleni yaptı. Milan Baros'u yine birkaç kez gol posizyonuna sokmayı başardı. Ancak Çek golcü istediklerini bir türlü sahaya yansıtamayınca skor tabelası da değişmedi.

Maçtaki en net gol pozisyonunu Kewell 2 metreden kaleci Rame'ye nişanlayarak kaçırınca iyice moraller bozuldu. De Sanctis ise gecenin tek mutlu eden adamıydı.

'SAKAL' VE 'BIYIK' İKİLEMİ

Bir de işin Skibbe boyutu var tabi. Alman hoca hep "G.Saray'ın büyüklüğünü anlayamadı. Silahlarını kullanamıyor" diye eleştirilirken Fransa'da herkesi şaşırtan bir kadro ile çıktı sahaya. Gel gelelim orta saha sistemde kalabalık gibi gözükse de yol geçen hanı oldu. Mehmet Topal da olmasa hepten duman olurdu o ayrı. Üçlü savunma fikri kanatlarda Arda ve Kewell'ın iki kat efor sarfetmesine neden oldu. Nitekim G.Saray bir çok pozisyonu da kanatlardan yedi. Kewell'ın sakatlıktan daha yeni çıkmış olması da unutulmaması gerek bir konu. Ligde "korkak oynuyor" diye eleştirilen Skibbe'nin bu maçtaki tercihleri de tam tersiydi. Ama olmadı. Aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık hesabı.

Süper Lig'de geçen hafta Antalyaspor'a 1-0 mağlup olan G.Saray Pazar günü canı dişinde olan bir Kocaelipor'la karşılaşacak. En ufak bir kaza kurşunu yine Skibbe'nin kovulduğu haberleriyle manşetlere taşınacak. Haftaya oynanacak olan rövanş öncesi hem moral hem de kamuoyunu sakin tutmak açısından bu maç çok önemli. Bakalım Skibbe bu maçta nasıl bir sistem kuracak. Merakla bekliyoruz...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder