27 Nisan 2009 Pazartesi

İkizler trendi

Alex Ferguson'un yeni ikizlerinden Rafael Da Silva ile sözleşmenin uzatıldığı açıklandı. Kardeşi Fabio ile olan sözleşme durumu hakkında ise bir açıklama gelmedi. Genç oyuncular Ferguson'un yeni harikaları olmaya adaylar. EPL'de ikiz futbolcuların sayısından ziyade yarattığı etkiler nedeniyle akıllara kazınması fazla zor olmamıştır. İşte onlardan bazıları:


Jack Charlton (Leeds) ve kardeşi Bobby (Manchester United)

Nijerya asıllı John Fashanu ve Britanya'da bir milyon dolar fiyat barajini aşmış ilk siyahi oyuncu olan kardeşi Justin Fashanu


Manchester United kaptanı Gary Neville ve Everton'lı kardeşi Phil Neville.

Bir de bu var. Frank de Boer ve kardeşi Ronald de Boer. Bir zamanlar G.Saray'a gelen Ronald olmasın? Kuşkulanmaya başladım...

Fotofiniş

"Çekil yolumdan sütçü beygiri seni" Yazı tipi boyutu

Bas gaza



Formula 1'de alışılmışın dışında bir sezon yaşandığı aşikar. İlk 4 yarış geride kalırken Ross Brawn'ın tecrübesi ve zekasıyla Brawn Mercedes takımı ve Jenson Button fırtına gibi esiyor. Formala 1'in demirbaşı Ferrari'nin hali ise resimde görülüyor. Bahreyn'de Raikkonen'le onurunu kurtaran Ferrari ilk puanını yeni kazandı. Avrupa yarışları öncesinde heyecanlı bir tablo var ortada. Katalunya ve Monaco'nun ardından (5-7 Haziran) İstanbul Park'ta duyacağız motor seslerini. Güzel olacak...

22 Nisan 2009 Çarşamba

Neandertal












Bir teselli ver

Liverpool 4 - 0 Real Madrid
Chelsea 4 - 4 Liverpool
Liverpool 4 - 0 Blackburn
Fulham 0 - 1 Liverpool
Liverpool 5 - 0 Aston Villa
Manchester Utd 1 - 4 Liverpool
Liverpool 4 - 4 Arsenal

Premier Lig'de bu sezon 63 golle en çok gol atan takım Liverpool. Anelka ve Ronaldo'nun ardından Gerrard ve Torres 13'er golle gol krallığı yarışında. Gerrard aynı zamanda Klose ile birlikte Şampiyonlar Ligi'nde 7 golle Messi'nin ardından ikinci sırada.

Pool, bir teselli kupasını haketti derim ben. Ne biliyim, olmadı buradan birşeyler yaptırıp yollayalım. Gönlüm elvermiyor.

Real Madrid: 3 - Getafe: 2


Fenerbahçe-Sivasspor maçından sonra gerçek bir futbol maçı izlemek için ettiğim dualar gerçek oldu. Liverpool-Arsenal maçını izleyemediğim için çektiğim acıyı Real Madrid-Getafe maçıyla bir nebze olsun dindirdim. Getafe, kazık fikstürünün cilvesiyle önce Barcelona karşısına çıktı. Bir hafta sonra Barnebau'da Madrid derbisine çıktı. Sezonun ilk yarısında büyüklere karşı aldıkları sürpriz sonuçlarla maçlarını merak ettirmeyi başarmışlardı zaten. Nitekim Barcelona'ya da Messi yüzünden boyun eğdiler. Barnebau'da da tarihi bir zafere imza atacakken önce hayatımda gördüğüm en komik penaltılardan biri atıldı, sonra da "Futbolun güzelliği" devreye girdi. Pepe'nin tekmelerine de kaç maç ceza geleceği gecenin merak konusudur. Tahimince sezonu kapatır.


O değil de bi İbrahim Kaş vardı n'oldu o?

21 Nisan 2009 Salı

Bu kaç?



LİVERPOOL: 4 ARSENAL: 4

State: Anfield Road

Refree: Howard Webb

Liverpool: Pepe Reina, Daniel Agger, Fabio Aurelio, Alvaro Arbeloa, Jamie Carragher, Albert Riera (74' Nabil El Zhar), Xabi Alonso, Yossi Benayoun, Javier Mascherano, Fernando Torres, Dirk Kuyt (86' Babel)

Arsenal: Lukasz Fabianski, Bacary Sagna, Kolo Toure, Alexandre Song, Mikael Silvestre, Fabregas, Samir Nasri, Denilson (Theo Walcott), Andrei Arshavin, Kieran Gibbs, Nicklas Bendtner

Goals: 36' Andrei Arshavin, 49' Torres,
67' Andrei Arshavin 56' Benayoun
70' Andrei Arshavin 73' Torres
90' Andrei Arshavin 90+' Benayoun
İçinde ne biriktirdin öyle be kardeşim...

Dert

F.C. Copenhagen'dan Galatasaray'a geldiğinde 'istikrar abidesi' başlıklarıyla taraftaralara tanıtıldı. 2 maç üst üste kaçırmama özelliği ise dillere destan oldu. 2002, 2006 Dünya Kupalarında ve EURO 2004'te İsveç Milli Takımı formasını terletti. Bugün 30 yaşına bastı. Neredeyse son iki yıldır sakat. Bu sezon 3 maça çıktı ve 199 dakika sahada kaldı. İki senelik maliyeti ise 5 milyon Euro. G.Saray için Linderoth hakkında daha iyi bir başlık bulamadım.

18 Nisan 2009 Cumartesi

Sıfırlandı

"Kimse kazanılan maçları umursamaz şimdi herşey sıfırlandı!"

LeBron James'in sezon içinde 60 galibiyetle kulüp rekoru kırmaları hakkındaki yorumu. Bu bakışlar Detroit Pistons'a gelsin.

17 Nisan 2009 Cuma

Hope


Terminatör Beckham


David Beckham, Motorola'nın reklam filmi için tekrar kameraların karşısında.

16 Nisan 2009 Perşembe

Nur içinde yat


"Baba" Hakkı Yeten'in vefatının 20. yıl dönümü bugün. Saygıyla anıyoruz. Nur içinde yat baba...

Superclásico

Chlesea-Liverpool maçıyla başlayan bu haftaki futbol ziyafeti Boca Juniors-River Plate derbisiyle devam ediyor. Superclásico 19 Nisan Pazar günü saat 21:00'de NTV Spor'da. Kaçıran üzülür.

15 Nisan 2009 Çarşamba

Bayern'in Mesih'i (!)


Boşvermişim dünyaya


Hüzünlü hafta

Premier Lig'de bu hafta yas var. 15 Nisan 1989 yılından yaşanan Hillsborough faciasında hayatını kaybeden 96 Liverpool taraftarı için bir çok "düşman" kulüp yine futbolun çatısının altında bir araya geldi.

Bizde de böyle bir birliktelik için illa ki bir Ali Sami Yen faciası mı gerekirdi?..









Queens Park'ın delisi

Queens Park Rangers- Sheffield Wednesday maçı ve Londra'da sıcaktan bunalmış bir taraftar. Sheffield maçı 3-2 kaybetti ve Championship'te ikinciliği Birmingham'a kaptırdı. Abimiz nasıl bi totem yaptıysa galiba tuttu.

14 Nisan 2009 Salı

Chelsea - Liverpool

Uzun zamandır bu kadar heyecanlandığım bir maç izlememiştim. Öyleki 86. dakikada kendimi koltuktan fırlamış halde Liverpool'a destek verirken buldum. Ayarsız tahterevalli gibi maç bir o tarafta bir bu taraftaydı. Sonuç olarak Chelsea, hakkettiği turu kalesinde 4 gol görse de geçmeyi başardı. Terry de Maviler için önemli bir eksikti ancak ilk maçın sürprizi Ivanovic, kafalarda yarattığı beklentiyle boşluğu fazla hissettirmedi. Pool'da Benitez'in riske edebilirim dediği Gerrard'ı tribünde görünce hafif bir burukluk yaşamıştım zaten. Ancak inanıyorum ki bu akşam oynayabilecek durumda olsaydı Pool adına ikinci İstanbul vakası yaşanabilirdi. Bu arada bir daha "İstanbul ruhu" cümlesini duymak istemiyorum. Ertem Şener'in abartılı anlatımı artık hoş görülse de bu maç benim için (sanırım Star TV için de) zirve oldu. Maçı anlatan spikerin ismini unuttum. (Ya da unutmak istiyorum) Ama bu kadar kıraathane anlatımı da olmaz. Süper Lig'den bıkan bu kadar insan Şampiyonlar Ligi'ne sarılmışken bir zevk böyle mahvedilemez. Hiç duymadığımız futbolcu isimlerinden tutun da olmayan golü anons etmeye kadar çok değişik boyutlarda saçmalık dinledik. İlk yarının ortalarında kanalı değiştirmeyi düşündüm ancak bu maça çok ayıp olur diye kumandayı elimden bıraktım. Star Tv kadrosundaki maç spikerlerinin en iyisinin de Sabri Ugan olduğunu bir kez daha anladım.

28-29 Nisan'da muhteşem bir yarı final var sırada; Barcelona-Chelsea. Kağıt üzerinde ve gönüllerde favori Barcelona. Oynatalım görelim.

13 Nisan 2009 Pazartesi

Sacramento taraftarı olmak

Uzaktan bakınca NBA'de takım tutmak zordur. Ama içerden bakılınca da böyle birşeydir. Sacramento Kings'in ne Pasifik Grubu'nda, ne Batı Konferansı'nda, ne de play-off'a çıkma konusunda şansı kaldı. Ama seven yine de sever. (Resim dün gece Kings'in ARCO Arena'da Spurs'e 95-92 mağlup olduğu maçtan)



Bir de bu fotoğraf var. Batı Konferansı liderliğini garantileyen ve play-off'un favorisi Lakers, Memphis Grizzlies'ı da 92-75'le geçti ve NBA liderliği için Cleveland'ın kaybetmesini beklemeye devam etti. Kobe de galibiyeti kızı Gianna'yla böyle kutladı.

NBA'de çocuk olmak da iş...



12 Nisan 2009 Pazar

Yalanmış meğer...

Yakın zamanda unutulmayan 5-1 ve 6-0'lık derbileri hatırlıyoruz. O maçların sonunda bile iki takım oyuncuları da formasını değiştirmişti. Bu derbide sadece kavgaya karışmayan ender isimlerden Deivid ve Lincoln formasını değiştirdi. Kavga sırasında Lincoln ve Carlos'un gülüşmeler içindeki geyiği de 100 metre içindeki iki ayrı dünyayı ortaya koydu.
Bu derbiden çıkardıklarıma gelince;

1- G.Saray taraftarı; Özellikle kapalı tribündekiler! Maçtan önce ne içtiniz de altınızdaki insanların hayatını tehlikeye sokacak kadar sapıttınız. Bu nasıl bir mantıktır? Neredeyse bir facia yaşanacaktı. Zaten artık iyice yerlerde olan Türk futbolu bir de faciayla iyice yerin dibine girecekti. Hadi bu hiç önemli değil. Ya oradaki kadınlar ve çocuklar! Taraftarlık bu mudur?
2- Lugano; Uruguaylı'nın ismi bile artık yeter sinirlerin ayyuka çıkması için. Bu adamın İnönü'deki Beşiktaş maçında yaptığı "8" işareti hala akıllarda. Ama yine sahnede. Yine futboldan başka herşeyin içinde. Aragones, Güiza falan değil. Şu adamı yollayın. Süper Lig'den bıkmamızdaki en büyük nedeni temizleyin.
3- Sabri; O da sağ kulvardan hızla Lugano'ya yetişti. Gençliği, kazanma hırsı, Galatasaraylılığı hiç önemli değil. Derbinin altına dinamiti döşeyen isimlerin başında geldi. Yeter!

4- Selçuk; atılmak için elinden geleni yaptı. Yine de atılmadı. Aragones kurtardı. Sonrasında Deniz futbolculuk dersi verdi.

5- Volkan; maç sırası ve sonrasında ağzından çıkanları kendi deyimiyle 'bir yerimizden' dinledik. Ama gayet iyi anladık. Anladık ki senden hiçbirşey olmaz.

6- Kazım; o zaten hiç bu ülkeden olmadı. Arada F.Bahçe taraftararına görünmek için 'Bir-iki yumruk da ben sallayayım' diyerek ona buna daldı. Kazım Kazım senin artık gitmen lazım.

Emre, Semih, De Sanctis, bu liste bitmez. Ama bir şeyi atlarsak çok ama çok ayıp olur; Uğur Boral. Maç sonrasında sol gözünün altındaki morluk ve yara bandı ile mikrona geçti ve aynen şunları söyledi: "Demek ki dışarıdaki dostlukların hepsi yalanmış!" Ve geceyi özetledi...

Biz 5 Eyül'deki Estonyta maçına kadar bu fotoğraflara bakmaya devam edelim...

11 Nisan 2009 Cumartesi

Babacan


Jose Mourniho'nun ilginç açıklamalarını boşta kaldığı geçen sezonun ardından en çok özeleyenlerden biri de benim. Bu açıklamaları onun kişiliğinin özelliği gibi görünse de olayın arkası sonraları çözülmüştü. Mourinho, özellikle önemli maçların öncesinde ve (eğer mağlup olunursa) sonrasında yaptığı açıklamaları tüm okları kendisine çevirebilmek içindi. Yani oyuncusunun canını kimse sıkmasın derdinde. Bu uğurda dünyanın en büyük hocalarına kafa tutmaktan geri kalmıyor.

Portekizli, Adriano'nun "Futbolu bırakabilirim" açıklamasına da kendinden beklenen bir açıklama yaptı: "Önemli olan onun mutlu olması"

Bir kez daha gönülleri fethetti...

8 Nisan 2009 Çarşamba

Batuhan bizi diskoya götür


Brezilyalı futbolcular gibi şimdiden başladı gösterişli futbol dünyasının spot ışıklarında kendini kaybetmeye. "Kral yapmayacaksın, kral olacaksın"la başlayan hikaye "Bu gece eğlenelim sabah kadar" şarkısıyla devam ediyor. 'Örnekleri çok bunun' gibi aynı nakartalarala da gerek yok. Ne de olsa her takımın bir Alex Ferguson'u yok...

Son söz; Yazık olacak...

Edit: Genç kardeşimizin 3 kızla çekilen fotoğrafları çarşaflandı bugün internette. Muhtemelen bu olaylardan çok önce çekilen fotoğraflar. Neyimiz doğru dürüst ki basınımız olsun...