Yıldız'daki olaylar arasında kalan bir taraftarın anlattıklarını aynen aktarıyorum:"İki şeyi hayatım boyunca unutmayacağım. 1. Cem abının KARTAL durusunu ve napıyorsunuz edasıyla bakısını 2. Asıl onemlısı bır babanın oglu ıle geldıgı SEVDA sını ogluna asıladıgı anlarda oglunun babasına su laflarını BABA POLIS NEDEN BIZE VURUYOR! o an babası gonuldasımla goz goze geldık ınanın hayatımda unutamayacagım bır andı. Kucuk KARTAL ı korumaya calısırken aklından neler gecıyordu acaba? Sımdı sız Sayın Cerrah sız Sayın Demıroren ozurlerınızle yada acıklamalarınızla o Kucuk KARTAL ın benlıgınden cıkarıcakmısınız?"
Oradaki genç-yaşlı, çoluk-çocuk, kadın-erkek farkını gözetmeksizin "Saldır" emrini veren şahsiyet bir de utanmadan maça geldi -taraftarın tepkisi sonucu stadı erkenden terketti- ve Demirören de çıkıp "Polis suçsuz, suçlu olan 'bazı' taraftarlar" dedi.
Şampiyonluk falan bunlar çok küçük şeyler ve bir anlık mutluluklar. Şu yaşananlardan sonra Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu gelse ne fark eder. Tek bir kanaat var; memlekette artık herkes makamını koz olarak kullandığı için geleceğe olan güven artık yok.
Fazla uzatmadan Son Barikat'ın sözleriyle bitirmek istiyorum: "Siz, derneğin yegane mirasçısı tarihi Kabataş Lisesi’ni unutup, 106.yılımızı salonlarda BJK Koleji ile kutlayın. Siz, taraftarınızın suratında tekme patlatan, kafasında cop kıran polisin 164.yılını localarda kutlayın. Sokağı tanımıyorsunuz. Sokağı tanıyan bir neslin insanları da değilsiniz. Siz salonlarda, sırça köşklerde, localarda saf tutmaya devam edin. Sokak bizimdir."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder